Netflix Filminin Adı Neden Mutfak?

Netflix'in distopik bilim kurgu draması 'The Kitchen', 12 yaşındaki bir çocuğun gelişiyle yaşadığı sosyal konuttan ayrılma planları bozulan bir adamın hikayesini anlatıyor. Film aralarındaki ilişkiyi ve erkeğin oğlanın ihtiyaç duyduğu baba figürü olma çabalarını araştırırken, aynı zamanda onların bizimkinden çok da farklı olmayan nasıl bir dünyada yaşadıklarına dair bir fikir ediniyoruz. Dünyanın sosyal, politik ve kültürel yönleri ezilenlerin gözünden inceleniyor ve filmin başlığı da bu anlamı çok iyi yansıtıyor. ÖNCE SPOİLER

Mutfak Zulme Karşı İsyanın Simgesidir

Yazar-yönetmen-yapımcı Daniel Kaluuya, bir röportajında ​​filmin adının Charles Dickens'ın 1838 tarihli 'Oliver Twist' romanına gönderme olduğunu açıkladı. Londra'da geçen ve hayatın ve dünyanın yoksullara karşı uyguladığı zulmü idare etmek zorunda kalan genç bir çocuğun bakış açısıyla anlatılan çeşitli sosyo-politik meselelere ışık tutuyor. Netflix filminin referansı, yetim çocukları barındıran ve onları suçluya dönüştüren Fagin isimli karakterin mutfağından geliyor.

'Mutfak'ı izledikten sonra roman ile film arasındaki birçok tematik paralelliğe dikkat çekilebilir, ancak film Mutfak fikrini Fagin'in mutfağının ötesine taşıyor. Kaluuya'nın Joe Murtagh'la birlikte yazdığı ve Kibwe Tavares'le birlikte yönettiği filmde Mutfak, zengin ile fakir arasındaki derin uçurumun tükettiği bir toplumdaki direnişin son noktasına gönderme yapıyor. Hükümet yoksullarla ilgilenmekten tamamen vazgeçti ve Mutfak dışındaki sosyal konut fikri çöktü. Yetkililerin zorla içeri girmeye çalıştığı ancak sakinlerinin sürekli direnişiyle karşılaştığı tek yer burası. İnsanlar birbirini kollarken ve hareket etmeyeceklerini bildirirken topluluk bir arada duruyor.

Distopik dünyadaki benzersiz konumu nedeniyle Mutfak, dışarıdakilerin hem şüpheyle hem de saygıyla gördüğü bir şeye dönüşüyor. Bu sadece direnişin değil aynı zamanda azmin sembolüdür. Rolling Stone'a verdiği röportajda Kaluuya, her şehrin kendine ait bir 'Mutfağı' olduğunu belirtti. Şanslar ne kadar aleyhte olursa olsun, hayatta kalmayı ve umudu temsil eden bir yer. Aynı zamanda filminin de sahnesi olan Londra'ya ve buranın tarihine, özellikle de Dünya Savaşları sırasında sular altında kalmasına gönderme yaptı.

“Blitz'den önce Londra böyleydi. Dickens'ın bahsettiği şey buydu; zengine karşı fakir ve biz de buna geri döneceğiz” diye gözlemleyerek 'Mutfak'taki distopyanın bugün dünyanın çeşitli yerlerinde olup bitenlere ne kadar benzediğinden bahsetti. Bu anlamda Mutfak, soylulaştırmadan savaşa kadar her şey iktidarların emriyle insanları evlerinden çekerken, her şeyi bir arada tutan topluluğun köklerini simgeleyen “ruhu kalan son parça” haline geliyor. öyle.

'Mutfak' hayatta kalma ve isyanla ilgili olsa da aynı zamanda aile ve topluluk sevgisiyle de ilgilidir. Mutfak'taki gençler karanlık bir dünyada yaşamak zorunda kalsalar da yine de neşeyi, sevgiyi ve birbirlerine ait olma duygusunu bulurlar. Kaluuya, mahalleyle ilgili filmlerin çoğu zaman bu neşeyi nasıl kaçırdığını ve hikayenin sadece karanlık yönlerine odaklandığını gözlemledi. Hikayenin kalbini oluşturan insanların köklerinde ve topluluklarında buldukları ışığın ve mutluluğun yanı sıra dayanıklılığı da göstermek istedi.

Copyright © Her Hakkı Saklıdır | cm-ob.pt