Netflix'in ' Nefes almaya devam et ' bir ormanın ortasında yapayalnız başına kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan Liv adında bir kadının hikayesine odaklanıyor. Liv, Inuvik'e giden uçağa bindiğinde kısa bir uçuş olacağını düşündü. Kendini rahatlattı, uçak indiğinde yüzleşmesi gereken zorlu göreve hazırdı. Korkunç bir şekilde, uçak asla hedefe ulaşamaz. Hiçbir yerin ortasında çöker ve Liv'e ona eşlik edecek kişisel şeytanlarından başka bir şey bırakmaz.
Liv'in kimseye bahsetmediği yolculuğunun nedeni, bunca yıldır dünyayı dolaşan ve kartpostallarını gönderen annesi Lucia'ydı. Lucia, kocası öldüğünde bile eve gelmiyor ve babasının kaybı ve planlanmamış bir hamilelik haberinin ardından ciddi zihinsel sıkıntı yaşayan kızını kontrol etmeye hiç zahmet etmiyor. Kızının hayatında bu kadar çok şey olurken, biri Lucia'nın neden hiç ortalıkta olmadığını merak ediyor. Ailesinden neden ayrıldı? İşte onun hakkında bilmeniz gerekenler. SPOİLER ÖNDE
Liv'in annesi bir sanatçıydı. İyi zamanlarında, hayatı tüm renkler, danslar, şarkılar ve mutluluk gibi görünen mutlu bir insandı. Kötü zamanlarında, bütün gece ağlayarak durur ve kızı açlıktan ölecek olsa bile yatağından ayrılmazdı. Lucia, ruh halini okumak zor olan düzensiz bir insan olarak çıkıyor. Bir an, Liv'den resminin her yerine boya sürmesini ister ve saniyeler sonra, onu mahvettiği için ona kızar. Bu davranış kalıbı, Lucia'nın zihinsel bir bozukluktan muzdarip olduğunu kanıtlıyor. Ayrıca bazen ilaç kullanmadığını da keşfediyoruz. İlaç, genellikle manik-depresif, yani bipolar bozukluğu tedavi etmek için kullanılan Lityum karbonattır.
Lucia'nın zihinsel durumu onu tahmin edilemez kılıyor ve bu, şiddetli yağmurda okuldan eve tek başına yürümek zorunda kalan kızı için pek de iyi olmuyor. Liv, uçak kazasının ardından vahşi doğada sona ermeden çok önce kendi başına hayatta kalmayı öğrenmek zorunda kalır. Lucia bunun farkına varır. Hastalığının kızı için sorun yarattığını unutmaz. Hayatında kalmanın sadece Liv için sorun yaratacağını biliyor, bu yüzden onu kendi başına büyütmesinin daha iyi olduğunu iddia ederek onu kocasıyla bırakmanın en iyisi olduğunu düşünüyor. Ama ailesini terk etmesinin tek nedeni bu değil.
Lucia evliliğinde kapana kısılmış hissediyor. Dünyayı dolaşmak ve içinde daha özgür olmak istiyor. Evinde klostrofobik hissediyor ve çocuk yetiştirme sorumluluğu onu aşağı çekiyor gibi görünüyor. Depresyonunun çoğu, kaçmak istediği bir yerde olmaya zorlanmasından kaynaklanmış gibi görünüyor. Sanki esir tutuluyormuş gibi hissediyor ve hastalığı sadece duygularını şiddetlendiriyor.
Bu yüzden, kendini bu durumdan uzaklaştırmasının herkes için daha iyi olacağını söylüyor. Kocası ona güvenmek ve sonra tekrar tekrar hayal kırıklığına uğramak zorunda kalmayacaktı. Liv, annesini beklemek ve her seferinde kendi başına bir şeyler yapmak zorunda kalmayacaktı. Ayrılarak herkes için işleri kolaylaştırdığına inanıyor. Kocası ya da kızıyla arası pek iyi olmasa da bir gün bavulunu toplar ve bir daha görülmemek üzere ailesine veda eder.